Arapçadan Türkçeye çevrildi*
Türkiye, doğrudan ve “Koalisyon, Geçici Hükümet, Savunma Bakanlığı ve daha sadık milisler” gibi araçları aracılığıyla, “Suriye Milli Ordusu” olarak adlandırılan milisleri yeniden yapılandırma ve düzenleme planını sürdürmektedir. Gerekirse güç kullanarak, bu milisleri kararlarına daha itaatkâr hale getirmek ve Türkmen silahlı grupların kontrolünü ve nüfuzunu güçlendirmek için hareket etmektedir. Afrin’de ise “Ortak Güç/Amşatlar, Hamzatlar ve Sultan Murad” milisleri en yaygın ve en güçlü olanlar haline gelmiştir!
Aşağıda mevcut duruma ilişkin gerçekler yer almaktadır:
= Afrin’den bir mültecinin şehadeti:
Türk işgal güçleri ve Suriyeli milislerinin, Suriye ordusunun kontrolü altındaki Batı Afrin kırsalındaki köyleri, ayrıca Şehba bölgesi ile Halep’in kuzey kırsalında bulunan Tel Rıfat şehri ve çevresindeki köy ve kasabaları bombalaması sonucunda maddi hasar meydana geldi ve ölü ile yaralılar arasında kayıplar yaşandı. Bu kayıplar arasında, 7 Eylül 2024 Cumartesi günü Halep’in kuzey kırsalındaki “Biruniye” köyüne düzenlenen bombardıman sonucu, Afrin/Bülbül ilçesine bağlı “Bele/Belan” köyünden mülteci olan 2002 doğumlu Kürt vatandaşı “Halid Muhammed Muhammed” de şehit oldu.
= Amşatlar “Kahre”de:
15 Eylül 2024 Pazar günü, “Sultan Süleyman Şah Tümeni – Amşatlar” milisleri, Mabeta/Maabatlı ilçesine bağlı “Kaehre” köyünde, iki vatandaşın tutuklanmasını protesto etmek ve zeytin ağaçlarına haraç uygulanmasını reddetmek için düzenlenen kadın gösterisine vahşice saldırdı. Yaklaşık yirmi köylü, aralarında çocuklar da olmak üzere, çeşitli derecelerde yaralandı ve darp edildi. Üç yaralı kadının (60 yaşındaki Zemzem Süleyman/Almama, 40 yaşındaki Cihan İso Muhammed İso, 35 yaşındaki Najah Muhammed Aluş) fotoğrafları paylaşıldı. Yollar ve internet ağı kesildi, yaralıların tedavi için dışarı çıkmasına izin verilmedi. “Amşatlar” ve “askeri polis” unsurları yoğun bir şekilde köyde konuşlandı. Ertesi gün, Amşatlar lideri “Muhammed el-Casim” ve ortağı “Seyf Ebu Bekir“, Hamza Tümeni lideri, olayı örtbas etmek için köyü ziyaret ettiler, ancak kadınlar bu ziyareti kabul etmedi. Amşatlar, “askeri polis” milisleriyle iş birliği yaparak olayı iki aile arasındaki bir kavgaya ve barışma girişimine çevirmeye çalıştı. Ayrıca soruşturma için bazı unsurların polise teslim edildiği iddia edildi!
Olayın çirkinliği, büyük tepki ve medya ilgisine, sosyal medya sayfalarında geniş çaplı tartışılmasına rağmen, ertesi sabah köyün muhtarı, “Amşatlar” ile işbirliği yaparak, köy halkına Amşatların adına karargahlarına gidip dayatılan haraçla ilgili belgeleri imzalamalarını söyledi. Köydeki birçok kişi – her biri ayrı ayrı – kayıp kişilere ait mülkleri yönetenler olarak, önceden hazırlanmış bir belgeyi imzaladı. Bu belgede, yönettikleri zeytin ağaçlarının sayısı belirtiliyor ve bu ağaçların Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) üye insanlara ait olduğu beyan ediliyordu. Her ağaç için, küçük ya da büyük, meyve veren ya da vermeyen fark etmeksizin, “Amşatlar”dan kiralama karşılığında 8 ABD doları ödeyeceklerini kabul ettiler. Bu durum, baskı ve tehdit altında gerçekleşti ve “Amşatlar” geri kalanları da imzalamaya zorlamaya devam ediyor. Bunun dışında, köyün genel ürününden alınacak ayni haraç da ilerleyen dönemde dayatılacak.
Ayrıca “Amşatlar”, Mabeta/Maabatlı kasabası ve ona bağlı köylerin (Kentriye, Hesiye, Şitka, Raca, Cumuzna, Ali Cariye, Masarka, Berka) halkına, kayıp kişilere ait her zeytin ağacına – küçük ya da büyük, meyve veren ya da vermeyen fark etmeksizin – 8 ABD doları haraç dayattığını bildirdi. Bunun yanı sıra ayni haraç da uygulanacaktır.
= Bölgeyi Türkleştirme Politikası:
Türkiye, Misak-ı Milli’de belirtildiği gibi, kuzey Suriye üzerindeki emellerini ve Osmanlı hayallerini hiçbir zaman gizlemedi. 2016 yılından bu yana, özellikle Afrin’de işgal ettiği bölgelerde Türkleştirme politikasını uyguluyor; kendi parasını, bayrağını, sembollerini, dilini ve kültürünü dayatıyor, bölgenin tarihi eserlerini çalıyor ve tahrip ediyor, yer isimlerini ve yapıları değiştiriyor, bölge halkının kültürüne, kimliğine ve Kürtçeye karşı mücadele ediyor. Bu kapsamda, Türk işgal yetkilileri Afrin şehrinde yeni bir hal pazarı inşa etti ve Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 6 Temmuz 2023 tarihinde pazarı açtı. “Pazar, 50.000 m²’lik bir alan üzerine inşa edilmiş olup, her biri 72 m² büyüklüğünde 144 ticari dükkan, her biri 150 m² büyüklüğünde ve 10 metre yüksekliğinde beş atölye, 25 hizmet dükkanı, idari bölüm, cami, umumi tuvaletler, polis karakolu, boşaltım alanı, modern kantar, kamyonlar için geceleme alanı ve 220 araçlık otopark içermektedir” şeklinde yerel meclis tarafından belirtildiği gibi, pazarın Türkleştirme belirtileri oldukça açıktır:
– Plan ve uygulamadan sonraki hava fotoğraflarına baktığımızda, hal pazarının Türk bayrağı şeklinde dikdörtgen bir yapı olduğunu, kırmızı rengin hâkim olduğunu ve içinde hilal ile yıldız bulunduğunu görüyoruz.
– Ana girişteki tabela Türkçe ve Arapça yazılmıştır.
– Pazar yerinde kullanılan para birimi Türk lirasıdır.
= “Hamzatlar”ın Haracı:
– Son zamanlarda, “Hamza Tümeni” milisleri, Raju’ya bağlı “Berbene” köyü yakınlarında yaşlı “Fata Ayşe“nin (merhum Hanan Murad’ın dul eşi) mülklerinden olan 200 zeytin ağacına el koydu. Komşu köy olan “Kupe”den gelen Fata Ayşe’nin çok sayıda mülkü olduğu ve yurt dışında çocukları olduğu bahanesiyle el konuldu. Oysa oğlu Zekeriya ailesiyle birlikte köyde yaşıyor olmasına rağmen, son iki yıl boyunca yapılan tarla hizmetleri ve masrafları hiç dikkate alınmadı.
– Aynı bölgede bulunan, her biri yaklaşık 70 ağaçtan oluşan iki başka zeytinlik ise, biri merhum Zemrud Reşid Müslim’in dul eşine (iki bekar kızı olup hiçbir destekçisi yok) ve diğeri merhum Muhammed Müslim’in dul eşine (oğlu Milad Afrin şehrinde yaşıyor) ait olmak üzere, vekâlet mülkleri sayıldı. Bu zeytinliklerden de üretimin yarısına (%50 haraç) el konuldu ve yine son iki yılın hizmetleri ve masrafları dikkate alınmadı.
= Keyfi Tutuklamalar:
– 3 Eylül 2024 tarihinde, Türk işgal güçleri, Cinderes’e bağlı “Derblut” köyünden 45 yaşındaki “Mustafa Tahir Abdo” ve kızı “Nurcan”ı, ayrıca aynı köyden üç kişiyi daha, önceki özerk yönetimle ilişkileri olduğu suçlamasıyla tutukladı. Hâlâ keyfi olarak tutuklu bulunmaktadırlar.
= Milisler Arasındaki Çatışmalar:
Türkiye, “Livaa Sukur Al Şamal/Kuzey Şahinleri Tugayı”nın lideri Hasan Hayriye’ye, milislerini dağıtıp silahlarını ve karargahlarını “askeri polis” ve “sınır muhafızları” milislerine teslim etme ya da Türkiye’ye daha bağlı olan “Ortak Güç” (Sultan Süleyman Şah Tümeni – Amşatlar ve Hamza Tümeni) milislerine katılma seçeneklerinden birini sunduktan ve “Geçici Suriye Hükümeti Savunma Bakanı”nın, tugayı dağıtma ve yardımcısını birimlerinin başına atama kararı almasının ardından… 15 Eylül 2024 Pazar gününden itibaren “Livaa Sukur Al Şamal/Kuzey Şahinleri Tugayı” alarm duruma geçti ve kararı uygulamayı reddederek kendisini kabul eden “Al Cephe el-Şamiye/Şam Cephesi” milislerine katıldığını duyurdu. Bu durum, “Livaa Sukur Al Şamal/Kuzey Şahinleri Tugayı ve Al Cephe el-Şamiye/Şam Cephesi” ile diğer tarafta Türk ordusu ve istihbaratı tarafından desteklenen “Ortak Güç ve Sultan Murat Tümeni” arasında gerilim yarattı. “Livaa Sukur Al Şamal/Kuzey Şahinleri Tugayı”, kontrol ettiği köylerdeki (Kimerok, Arab Şeyho, Bele, Ahmed Misto, Kızılbaş, Sarincak, Derakliye, Şeyhurz, Ebudan, Zare, Kerdu) sivilleri, kendi lehine ve tugayın dağıtılmasına karşı çıkan gösterilere katılmaya zorladı ve kuvvetlerini alarma geçirdi. Diğer taraf ise bu köyleri kuşatmak için güçlerini topladı ve köylere giriş çıkışı yasakladı. Şeyhurz ve Sarincak köyleri çevresinde iki taraf arasında çatışmalar çıktı ve her iki tarafta da yaralılar oldu. Aynı zamanda, Şam Cephesi ile Sultan Murat Tümeni arasında Şerra’ya bağlı Katma köyü yakınlarında çatışmalar yaşandı, ancak bu çatışmalar Türk kuvvetlerinin Afrin’in üç geçidinde (Gazaviye ve Derblut – İdlib, Katma – Kefr Cenne – Azez) tahkimat kurarak müdahale etmesiyle sona erdi.
Bu arada, “Kuzey Şahinleri Tugayı”nın bazı güvenlik ve ekonomik yetkilileri aileleriyle birlikte köylerden bilinmeyen bir yere kaçtı. Bu köylerin yolları hâlâ kapalı ve yalnızca zorunlu durumlar ve özel izinlerle giriş çıkışlara izin veriliyor. Dün, Azez – Afrin ana yolu kesildi.
= Zeytin Ağaçlarının Sökülmesi ve Taşınması:
Elimize ulaşan bir video, 18 Eylül 2024 Çarşamba günü Afrin şehri içinde, üç kamyonla altı asırlık zeytin ağacının taşındığını gösteriyor. Bu ağaçlar, Afrin şehrinin güneybatı girişinden – Cinderes yolu – Halep yoluna, şehrin doğusuna doğru götürülüyordu. Ağaçlar tamamen köklerinden sökülmüştü ve başka bir yere dikilmek üzere taşınıyorlardı, ancak hangi köyden alındıkları, kime ait oldukları ve nihai varış yerleri henüz bilinmiyor.
= Kaos ve Güvenlik Kaosu:
Son iki gün ve bugün, Afrin şehrinde Türkiye’nin bazı milisleri dağıtma, Suriye rejimi ile normalleşme ve bölgeleri arasındaki sınır kapılarını açma kararına karşı protestolar düzenlendi. “Askeri Polis” milisleri bu protestolara, Türk istihbaratının bilgisi ve gözetimi altında, şiddetle müdahale etti; protestoculara dayak atıldı, göz yaşartıcı gaz kullanıldı, havaya ateş açıldı ve onlarca gösterici tutuklandı.
Erdoğan’ın Suriyeli milisleri, Ankara ve istihbaratının koruması altında olduğu ve eylemlerine teşvik edildiği sürece, Kürtleri baskı altında tutmaya, mallarını çalmaya, yağmalamaya ve onlara karşı suçlamalar uydurmaya devam ediyor. Suriyeli – İhvan Koalisyonu ise bundan memnuniyet duyuyor.
21.09.2024
Medya Ofisi – Afrin
Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi – Yekiti
————————–
Resimler:
– Şehit “Halid Muhammed Muhammed”.
– “Kahre”den üç kadın (Zemzem Süleyman/Almama, Cihan İso Muhammed İso, Necla Muhammed Aluş), yaralanmış ve kemikleri kırılmış.
– Yeni sebze hali, 6 Temmuz 2023 tarihinde Hatay Valisi Mustafa Masatlı tarafından Afrin’de açıldı.
– Afrin’deki yeni sebze hali, kırmızı dikdörtgen şeklinde olup Türk bayrağı şeklindedir, hilal ve yıldız içerir.
– Afrin’de asırlık zeytin ağaçları sökülüp taşındı.
————-
* Çeviri, Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi Avrupa Örgütü’nün gözetiminde gerçekleştirildi.
————-
Dosyayı indirmek için buraya tıklayınız: